19 Kasım 2013 Salı

Sihirli Ayna Sohbetleri / Gönüllü Kararsızlık…

Bana sevmenin ne olduğunu söyle, diyorum. Günlerdir yağmur yağıyordu ve evden dışarı adımımı atmamıştım. Pencere kenarına yerleştirdiğim koltuğa yapışmış, hiçbir şeye gerçekten bakmayarak – ne içeriye ne dışarıya- öylece oturuyordum. Düşündüğümü de sanmıyorum, zihnimdeki bir hayali kovaladığımı da.

Yineliyorum: Bana sevmenin ne olduğunu söyle!

Sessizliğimi bozuşuma sevinmiş gibiydi sihirli aynam. Neşeli bir parıltı dolaşıyordu bana beni gösteren saydamlığında. Günlerdir, tek kelime etmeden bunu mu düşünüyordun yoksa, diye soruyor.

Soruya soruyla karşılık vermesinden haz etmediğimi bilmesine karşın, yapıyor bunu.
Hayır, diyorum. Düşünmüyordum. Sen söyle yine de. Bir an duruyor. Gözünü yağmura diktiğini kuruyorum o esnada.

Siz, diyor sonunda. Siz insanlar sevmiyorsunuz ki gerçekte. Sürekli sevip sevmediğinizi düşünüyorsunuz sadece.

Nasıl, yani diye soruyorum. Bu kez soruya bir başka soruyla karşılık vermesine tahammülüm olmadığını anlaması için, vurguluyorum soruyu: Nasıl yani?
Sizin için, diyor anlamış halimden belli. Sevmek bir kararsızlık hali.

Gönüllü üstelik, diyorum.
Evet, diyor. Gönüllü…


Mey