Üşüyorum. Titreyiş
iç’ten ve dış’tan.
Sarsılan;
hem bedenim hem ruhum.
O sıra çıkıp geliyor. Elinin sıcağı alnımda. Üşümüşsün, diyor. Başımdaki sallanış, onay mı
ateş titremesi mi, belli değil.
Seni ısıtmalıyız,
diyor. Lütfen’ e mecalim yok. Anlıyor. Yumuşaklığın ardına gizlenmiş bir
sertlik var sesinde.
“ geçmiş en
soylu yakacaktır.” diyor ve ardından ekliyor. İşte bu yüzden, “ aşk mektupları
yakılmalı.”
Gülümsüyorum.
Ateş, ateşte terbiye oluyor. Nihayetinde biraz uyuyorum…
Mey
Donato Buccella