Kendi kendinin
acısı yoktur, dedi. Kendi kendinin hazzı da yoktur.
Beriki ağzının
içinde dolaştırdığı limonlu şeker yüzünden sessiz kaldı ilkin. Acelesi vardı. Şekeri
hızla çiğnemeye başladı. Gözleri itirazda, güçlükle yutkundu.
Yanlış,
dedi. Kendimden acı duyduğum vakidir, senden de haz.
Benden duyduğun
haz, diye itiraz etti daha akıllı gibi görünen. Bir dış duyum işte. ‘ Kendi ‘
nin duygusu değil.
Şekerli dudaklarını
yalamayı sürdüren diğeri, gülümsedi.
Yine yanlış,
dedi.
Neden, diye
sordu gülümsemedeki hinliği fark eden.
Biliyorsun neden,
dedi hınzır olan. Ardından şeker kâsesine uzandı.
Bunların
vişnelileri daha güzel oluyor, diye mırıldandı.
Haklısın,
dedi akıllı görünmenin çok da işe yaramadığını düşünürken tebessümüne engel
olamayan. Vişneli daha iyi…
Mey
Paola Melone