O sepetle ne
yapıyorsun, diye sordu sihirli aynam. Elimi ağzına kadar dolu sepete daldırmış
çabalamaktaydım.
Beni meşgul
etme, dedim. Sıkıntılıydım.
Cidden, ne
yapıyorsun? Israrcı bir aynaydı ve bu zaman zaman can sıkıcı olabiliyordu.
İçinde çürükler
var, diğerlerini de bozmasın diye çürük olanları bulmaya çalışıyorum, dedim. Git
başımdan, der gibiydim aslında. Kıkırdadığını duyunca dönüp baktım: Ne var?
Hiç mi Descartes
okumadın, dedi ukalaca. Boş boş baktım yüzüne. Uzunca bakıştık. Nihayet aydım. Haklıydı.
Sepeti ters çevirip zihnimde fikir adına ne varsa önümüze döktüm. Artık çürükleri
ayıklamak daha kolay olacak sevincindeydim bir yandan da.
Önümüze serilenin
karmaşasını fark etmek zaman aldı. Aynı yazıklanma dökülüverdi ağızlarımızdan:
Eyvahlar olsun!
Mey
Patrick Gonzales