27 Eylül 2013 Cuma

Sihirli Ayna Sohbetleri / Sepet…

O sepetle ne yapıyorsun, diye sordu sihirli aynam. Elimi ağzına kadar dolu sepete daldırmış çabalamaktaydım.

Beni meşgul etme, dedim. Sıkıntılıydım.

Cidden, ne yapıyorsun? Israrcı bir aynaydı ve bu zaman zaman can sıkıcı olabiliyordu.

İçinde çürükler var, diğerlerini de bozmasın diye çürük olanları bulmaya çalışıyorum, dedim. Git başımdan, der gibiydim aslında. Kıkırdadığını duyunca dönüp baktım: Ne var?

Hiç mi Descartes okumadın, dedi ukalaca. Boş boş baktım yüzüne. Uzunca bakıştık. Nihayet aydım. Haklıydı. Sepeti ters çevirip zihnimde fikir adına ne varsa önümüze döktüm. Artık çürükleri ayıklamak daha kolay olacak sevincindeydim bir yandan da.

Önümüze serilenin karmaşasını fark etmek zaman aldı. Aynı yazıklanma dökülüverdi ağızlarımızdan: Eyvahlar olsun!


Mey


                                                   Patrick Gonzales