15 Aralık 2013 Pazar

Bulunmuş Mektuplar / Sabahın Kutsanması...

Elime gelen ilk zarfı, hakkım olmadığını bilerek, açtığımda titrek bir yazıyla karalanmış o birkaç satırın çantanın sahibini arama fikrini hiçlediğini itiraf ederim. Kim vazgeçebilirdi ki o  kime ve kimin tarafından  yazıldığı belirsiz birkaç cümlenin verdiği büyülü hazzı.

“ Doğan her yeni günü kutlu kılacak bir neden bulmayı babamdan öğrenmiştim. Gökyüzünde beliren kızıllığın baş döndürücü rengi olabilir mesela o neden, demişti bir keresinde babam. Günün erkeninde yüksekçe ve esintili bir tepede el ele tutuşmuş olduğumuzu hatırlıyorum.  Güneşle canlanan çiçekleri gösteren de oydu, denize vuran ilk ışıkların balıkları yoldan çıkarttığını anlatan da ve bir sabah, geride kutsanacak bir şey bırakmamış olduğunu umursamadan çekip giden de oydu.

Gidişinin ardından, belki ilk zaman, sabahla ilişkimi kesmiş olmalıyım. Belleğimi zorladıkça, kapanan bir kapı orası.  Ve sabahın, o ilk ihaneti aşmayı mümkün kılacak bir büyüsü olmalı. Sabahlarımı kutlu kılacak bir neden arayıp bulmak hiç zor olmadı geçen yıllarda benim için. Kimileyin balkon pervazına konan bir kuş, kimileyin gecenin üşümüşlüğünü bedeni ısıtarak telafi etmeyi başaran güneşin sıcağı, suyu verdiğinde canlanan bir çiçeğin görüntüsü, komşu balkondan gelen bir şarkının beklenmedik neşesi… Hala ihmal etmeden, sabahları kutlu kılacak bir nedenin peşinde uyanıyorum güne. Ve uzunca bir zamandır bir uykuya -  senin uykuna - ; bir rüyaya – senin rüyana- açılan bir kapı olduğunu düşünüyorum her sabahın. Kendi sabahıma ve sana ait geceye, ,bir kut ışığını bulup çıkarmakta hiç güçlük çekmiyorum. Bildiğin gibi…”

Mektubu zarfına yerleştirip, önümde uzanan sabaha baktım. Az önce doldurduğum çayın rengini kutsadım, mektup hala parmaklarımın arasındayken...

Mey