27 Ocak 2014 Pazartesi

Pusatla Yüzleşme…

Silahı saklamıştım. Yıl olmuştur açıp bakmadım. Orada olduğunu, bir gün artık zarar veremeyecek kadar eskiyeceğini, o zaman ona sahip olmanın hazzının yenileneceğini düşünüyordum. Dursundu durduğu yerde şimdilik. O durabilirdi durduğu yerde, ama bu can az dirilir gibi oldu ya; aklı fikri silahta. Etrafında dolanıyor, açıp baksam ne olur – hem toparladım artık, kalınlaştı derim -  olmaz bir şey bahaneleri ile kimi ikna etmeye çabaladığı belirsiz bir ısrarı, olur elde etmek için dayatıyor. Tutan yok aslında.

Pantha rei. Her şey akar. Akıp gitti gücü, buna eminim telkinleriyle hazırladım kendimi. Bir yandan da komik buluyorum bu telaşı. Ezberinden gitti mi ki hiç?

Olacakla öleceğe çare yok. Hem ölmüştüm bir kez. Çıkardım sakladığım yerden,
Açtım. İlk cümlenin sonunu görebilirsem, dedim kendime. O zaman salt güzel olanı anımsamak mümkün olabilir. Derin bir nefes ve gözlerime izin verdim. İlk sözcük orada öylece hatırladığım gibi duruyordu. İkincisini göremedim…


Mey