2 Ocak 2014 Perşembe

Bakışta Arıza...

Tuhaf şey,  dedim. Görüşüm net değil,  düzgün göremiyorum.

Neden, diye sordu Benedictus. Bilmediğim ve bilmek istemediğim bir şeyle uğraşıyordu bu sırada. Onu oyalıyor oluşumdan hoşlanmamış görünüyordu.

Havadan olmalı, dedim. Sabahın şu saati oldu; hâlâ günün geceye dönüş anındakini andırır bir renk var gökyüzünde. 

Emin misin havadan olduğuna dedi. Yanıldığımı ve kendisinin yanılmaktan çok uzak olduğunu düşünmekte olduğu yüzünden belliydi.

Gözlerinde yine alçak gönüllülük arkasına gizlediğin o bilmiş bakış var Benedictus’cum,  dedim.  Ne diyeceksen de.

Arıza dış dünyadan olmayabilir,  dedi bekletmeden. Senin baktığın yerin arızalı olma olasılığını göz ardı etmemelisin.

Hay Allahım,  dedim yüksek sesle. Hay Allahım! Ne diyorsun yine?

Güldü. Kızgınlığım bir yana, sevimlice güldü. 

Dünyaya kalbinden bakıyorsun,  dedi.  Asıl arıza bu.

Şaşkın şaşkın baktım yüzüne.  Başka nereden bakılır ki diye sordum nazla. Kalbimden bakacağım elbet.


Bir bana bir elindeki işe baktı .

Hay Allahım,  deme sırası onda gibiydi. Sessizce uzaklaştım o hay allahım, diye söylenmeye devam ederken. ..

Mey