8 Ekim 2013 Salı

Sihirli Ayna Sohbetleri… / Rüzgâr Falı

Biliyor musun aynacım,  diyorum. Mutlu olup olmadığımızı rüzgârın sesinden anlayabilirmişiz.  Sihirli aynam, her zamanki nemrutluğunun aksine, bu gün güleç.

Nasıl yani, diye soruyor.

Mutsuz insana evinin korunaksızlığını anımsatırmış rüzgârın sesi, onu kuş uykularından, huzursuz düşlerinden uyandırarak, diye cevaplıyorum sorusunu. Gülümseme devam edişini hayra yorsam mı yormasam mı bilemeden dikkatle bakıyorum bana beni gösteren yüzeyine.

Peki mutlular, diye soruyor.

Mutlu adam içinse korunmuşluğun şarkısı imiş, diye atılıyorum. Öfkeli uğultusunda, artık ona karşı etkisiz olduğunu itiraf eden fısıltıyı da işitirmiş mutlu olanlar. Ben de rüzgar falı adını verdim bu duruma.

Peki sen, diye soruyor bu sefer, korkusuzca. Sorunun kaçınılmazlığını biliyorum. Kendim kaşındım sonuçta.

Bana, diyorum derin bir nefes alarak. Bu sıralar bana rüzgâr hiç uğramıyor…

Üzülme, diyor teselli etmek ister gibi. Fırtınayı çağırman yakındır. Başka türlüsü seni kesmez.

Başka türlüsü beni kesmez, diye tekrarlıyorum onu. Ardından o beni, sonra ben onu. Birkaç günü böyle geçiriyoruz. Esintisiz…


Mey


                                                Richard Avedon