24 Ekim 2013 Perşembe

İmkân, Bir de İmkânsız…

Kaç gündür neredesin Benedictus’cum, diye sordum. Özledim seni.
Meşguldüm, dedi gizemli gizemli. Merakın zihnimi tırmıklamaya başlayacağından emin, gülümsedi bir de.

Neyle, diye atıldım hemen. Duymadan rahat vermeyeceğimi bildiğinden nazlanmadan açıkladı: İmkân ve imkânsız hakkında düşünüyordum.

Tüm ukalalığımla gülümsedim. Ah Benedictus’cum, dedim. Bunun için o güzelim zihnini yormaya değer mi, ben söyleyeyim sana nedir o dediklerin.

Kahkahasını güçlükle bastırıyormuş gibiydi. Neymiş peki, söyle madem dedi.

Söyleyeyim, dedim mağrur olmasına dikkat ettiğim bir tonla. İmkân, yanlış rüyaya uyumaktır. Kocaman açılmış gözlerini görmezden gelerek konuşmayı sürdürdüm:

Evet, imkân yanlış rüyaya uyumaktır; imkânsız ise önünde sonunda uyanma zorunluluğu.

Diyecek söz bulamıyorum sana, dedi.
Biliyorum, diyerek sırıttım…


Mey


                                                Romina Dughero