İçimde kötü bir his var, dedim. İçimde kötü bir his vardı.
Bunu yüksek sesle söylersem azalır, diye düşündüm.
Seni kim duyacak, sorusunu es geçip içimdeki hissin; şu
çekilirken alacalanan güne, az önce sularını verirken yapraklarını okşadığım
beyaz karanfille küpe çiçeğine, birer ikişer seslerini duyurmaya başlayan gece
ötücülerine, dolma kalemden bileğime bulaşmış mürekkep lekesine; sahipsiz
kalacağını bilerek yazıp bir köşeye attığım mektuba, zihni ikna etmeyi kalbi
etmekten üstün tutuşuma, kendi sesimi duymaya tahammülsüzlüğümden bütün gün
çalan telefonları açmayışıma; unutursam korkusuyla kalbime, zihnime, en
sevdiğim kitabın iç kapağına ve acı yeşil cildi olan o defterin ilk sayfasına
not düştüğüm o kısacık şiire; yüzlerce öykücüğün arasına gizlediğim o ada
değmeyeceğini bilerek;
içimde kötü bir his var, dedim. Vardı. O his...
Mey