7 Mayıs 2014 Çarşamba

Bir Melek Kayması...

adımla anılmayan bir şey icat etmek istiyorum
sıradan bir ölüm biçimi mesela
hayatı yaşlı bir ağaç gibi ayakta karşılayacak
uydudan çekilmiş bir melek görüntüsünü
ayağına taş bağlı  bir gökyüzü gibi
aklımın en uygun yerine bırakacak
yoksa nasıl yeniler kendini bu ölü deri
bu ruh kanseri nasıl kavuşur eski kokularına
ceylan vuruldu desenli halılardan
ve zimmetime geçirdiğim yaralardan
gittikçe uzayan bir iyileşme kalırken geriye
hem bu dünyanın nesi var böyle, derim
indiği her kıyıdan yarım atlaslar topluyor 
oysa asla olmadı bütün bunlar
çünkü, bir şey bizi hızla dibe doğru çekiyordu
birbirine bakan, baktıkça sarı lekeleri yayılan birer salkımdık
meleğin kanatları açılmamıştı  daha
ve durduğu yerde büyüyordu yıldızlar
bir şey bizi hızla içine alıyordu
‘bir kuyu olmalı’ demiştin sen
‘her kuyunun bize yakın gelen bir huyu olmalı’ 
ansızın boğdurulan çocuklardan biriydi aşk
iri bir zeytin tanesine benzeyen gözleriyle gülüyordu zamana
zaman kalabalıktı, biz yapayalnızdık
bir ölüye dokunarak çoğaltıyorduk geceyi
yarım kalan anıların ağrısını  taşırken
her zaman haklıydı devlet
ve giderek kendisine benzetiyordu bizi 
kargı ya da mızrak
gittikçe kalınlaşırken boynum, birini seçmeliyim artık
diğerinin yüzüne siyah tülbentler örtmeliyim
bundandır ki yanlış bir abdestle geçtim
gölgesi mezarlığa düşen bir caminin kenarından
bir ipe en çok yakışan ağacı  seçtim
sonra da fısıldadım ağzıma konan meleğe:
‘hadi, bugün de çöle kurulan bir pazarı gezmeye gidelim
yaza ayarlanmış tezgâhların arasından geçerken
günün dilimizde paslanan ışığını yakalayalım
çocuklar çitlembik desin buna;
kabuğun çatlarken çıkardığı  o güzel ses
çekirdeğin içinde patlayan sınırsız anlam’ 
adımla anılmayan bir şey icat etmek istiyorum
okundukça ağırlaşan bir kâğıt mesela
gidildikçe dönülen bir ülke
ellerimi yalanlamayacak bir beden
kanadı kırık kuş  bir anda düşsün uçurumdan
uçmak isterken yere çakılsın tedirginlik
şimdi bu tenha vakitte
akşamın dili yalarken kör bilincimi
kendimi kanlı bir elbiseye hazırlıyorum 
adımla anılmayan bir rüya icat etmek istiyorum 

gökhan arslan