1 Şubat 2014 Cumartesi

Bulunmuş Mektuplar / Yaz Geçer…

Bulduğum mektupların arasından çıkanlardan birinin sevdiğim bir şaire yazılmış olanına rastladığımda epeyce şaşırdım.  Şaşırmanın yanı sıra çok hak verdiğim bir mektup okuyor olmanın rahatlaması sardı beni. Kimden geldiği belli olmayan ama ulaşamadığı adresi bildiğim ilk ve tek mektuptu bu. Soluksuz okudum…

“ Sevgili M.M.
Henüz şapşal bir lise öğrencisi olduğum günlerdi. O yaşlarda insanın başını döndüren türlü delilikle tıka basa doludur hayat değil mi? Benim başım senin şiirlerinden mustaripti. Dostum G. İle büyük bir keşif edasıyla birbirimize senin dizelerini gösterme yarışına girmiştik, hatırlıyorum da. ‘ Yaz Geçer ‘ yeni çıkmış; ‘ Yalnız bir Opera ‘ bizi can evimizden vurmuştu. Bilemezsin sevgilim! Ben sende bütün aşklarımı temize çektim, dizesini içimizden defalarca geçiriyorduk gün boyu. Henüz bütün eskileri, bütün bütünleri temize çekecek bir aşk yaşamaktan çok uzak olsak da;  ‘ ben sende bütün aşklarımı temize çektim’’in anlamını içten içe kavrıyor; bu kavrayışın gücüyle bir gün ama bir gün mutlaka tüm aşklarımızı kendinde arındıracak bir aşkın bizi bulacağından hepten emin oluyorduk. Gülüyor musun? Gülmeli bence de buna.
O yaz başı, senin kentin önemli kitabevlerinden birine söyleşi ve imza için geleceğini işittiğimizde, şairimizi yakından görme, ona o dizeleri yazdıran dünya gözüne bakma ve sesini işitme heyecanıyla koştuk kitabevine. Elimde ‘ Yaz Geçer’ vardı.
Kimsenin imzasının peşine düşmüşlüğüm yoksa da, o imzayı istiyordum. Sabırla dinledim söylediklerini; çok önemli değildi o an için dünya işlerine dair kurduğun cümleler. Ben gözlerimi yüzüne dikmiş; o yüzden ruhunun ruhuma bunca temas edebilmesinin nasıl mümkün olduğunu soruyordum kendime. Elimdeki kitabı göğsüme sımsıkı bastırmıştım bu sırada.
İmza için sıraya girdiğimizde üzerime çöken dinginliğin anlamsız olduğunu düşünecektim çok sonraları. Sıra bana geldiğinde, şairim yüzüme dikkatle baktı. Görmüştü. Bundan emindim. O an soluğum kesildi. Kitabın ilk sayfasına yazacağın cümleyi, vahiy kabul etmiştim daha tek harfini görmeden. Sonra tüm hayatımın en büyük yalanını harf harf okudum tersten.
Yaz, geçer…
Yalan söyledin şair.
Yazınca da geçmeyen’in bilgisi sendeydi ama bu yalanla ruhumun sözcükler arasında savrulmasına neden olacak o yolun kapısını açtın bile bile. Ve parmağının küçük bir dokunuşuyla ittin beni o kapıdan.
Yalan söyledin şair.
Yaz ama geçmeyeceğini bil, demeliydin.
Yazınca geçmiyor, sen de biliyorsun bunu. Çoğalıp güçleniyor.
Yazdıkça büyüdü aşk
Yazdıkça kanırttı bir şey içten içe
Yazdıkça kandırdım kendimi
Yazdıkça ben’den ben’e döndüm.
Yazdım, geçtim.
Ve senden öğrendim. Bütün şairler bir yalanın güzelliğine vurgunluklarını süslerler dize dize…”

Mektubu kapatıp, usulca zarfına yerleştirdim. Benzer bir düş kırıklığı ile, yıllar önce rastlaştığım aynı şairin gözlerine diktiğim öfke dolu bakışlarıma anlam veremeyen gözlerini anımsadım. Bir gülme geldi bu anımsayışla. Güldüm durdum, gün boyu…


Mey


                                              Michael C. Mendez