Hesap tutmuyor, dedi.
Tutmaz, dedim. Boşuna uğraşıyorsun.
Tutmalı, dedi. İnatçıydı.
Oluru yok, dedim. Bilmediğini biliyordum.
Neden, diye sordu sonunda.
Kendisini değil de, onu sevişini affetmedi, dedim.
Ama, diye atıldı şaşkınlıkla. İzin vermedim:
Ama, dedim. Tam tersi olduğunu hiç bilmedi.
Durdu, düşündü.
Ondan tutmuyor, dedi.
Tutmaz, dedim.
Yazık, dedi.
Öyle, dedim.
Kalemi elinden bıraktı. Ne yapması gerektiğini bilmez gibi
bakıyordu. Nicedir avucumda gizlediğim silgiyi uzattım. Görmez gibi baktı ilkin
silgiye, sonra uzanıp aldı. Yüzündeki yazıklanmayı görmemek için sırtımı
döndüm. Silmeye kıyabildi mi, hiç bilmiyorum…
Mey