14 Ağustos 2014 Perşembe

Perseit...

Tahta sıraya uzanınca duymaz oldun hay huyu.
 _ bira içenleri, şarkı söyleyenleri, az ileride siyaset konuşan iki çocuğu, kendi arkadaşlarını _
Göğe diktin gözünü , ışık kirliliği çok ama göreceğiz yine de diyordu biri, tepede parlayan
aya arkan dönük ama aklın - bu da başka mesele - ondaydı.

Uzunca bir süre hiçbir şey görmedin. burada böylece uyuyabilirim, diye geçirdin aklından göz kapakların ağırlaşırken.
İlk sen gördün. Biri diğerine yakıncaydı, aynı anda ve hızla belirip kayboldular.

O kısacık an, hani yıldızların ( yıldız mı? değil galiba) atmosfere çarpıp yanmaya başladığı ve yanarak kendilerini yok ettikleri o anda içinde bir şey o ikisinden birine dönüştü; hiçlikten gelip bir an için var olma duygusuyla alev alev yandın ve tekrar hiçlikte yittin . Diğeri? O da yitecekti elbet. Hiç değilse birlikte, dedi içinde gülümseyen o şey diğer her şeyle birlikte hiçliğe karışmadan hemen önce...

Mey