29 Ağustos 2013 Perşembe

Miş'li Gelecek Zaman Öyküsü...

O noktada duracakmışım. Karşımdaki duvarı görmeden, göremeden öylece duracakmışım. Geçip giden aylar yorulacakmış orada öylece duruşumdan, ben bıkmayacakmışım.

Günler sonra, göremediğim o duvarın arkasından sahibini bilmediğim o el bir çiçek fırlatacakmış ayaklarımın dibine. Binlercesinin ilki. Bir sümbül olacakmış ilk çiçek. Bakakalacakmışım. Derken bir karanfil, ardından papatya demeti, kasımpatı, nihayetinde güller… Çiçekler önüme, üstüme düştükçe bir daha hiç duramayacakmışçasına yer değiştirecekmiş içimde sözcükler. Onları susturmanın yolunu bulamayacakmışım.

Sana o çiçekler, diyecekmiş içimdeki gülüş dolu ses. Yüzüme yayılan tebessümün duruyor oluşuma bir etkisi olmayacakmış. Vakit geçirmeden azarlayacakmış ummaya direnmemi söyleyen ötekisi: sana değil o çiçekler, eğilip almaya yeltenme sakın.

Duracakmışım, duracakmış, dura… Binlerce çiçek üstümü örtüp beni görünmez kılana kadar duracakmışım.  Doğanın türlü çeşitli rengini, kokusunu üstüme giyip hiç konuşmadan, kılımı kıpırdatmadan öylece duracakmışım.

 Hiç ama hiçbir şey sormayacakmışım… Bu böyle olacakmış.

Mey