Aslında mekanın neresi olacağına dair birlikte karar vermiş
ve programımızı en ince ayrıntısına kadar tasarlamış olsak da, şu anda
düşünüyorum da, nedense mekan tamamen silinmiş, zamansa yitip gitmiş.
Hatırladığım puslu bir ikindiydi, ezan sesi uzaktan
duyulmaktaydı. Geniş bir masada karşılıklı oturuyorduk. O masanın hafızamda
kalması bile şu an bana garip gelmekte. Her şey öylesine silinmiş ki, bunu
anlatabilmem sahiden zor. Çok zor.
İlkin, innuendonun ve camelin, jako'nun teninde buluşması,
burnuma çalıyor. Sonrasında bunun yerini belirsizlik alıyor. Hiç bilmediğim
tanımsız bir koku bu. Yoğun. Boşluğun yoğunluğu. Hem çarpıcı. Hem de
uzaklaştırıcı. Göğsümdeki enjoueu da silen. Hatırladığım, ellerimi tutuyor,
yumuşacık. Gözlerimin içine bakarak bana;
"sana hayatımın tek kadını ol, ben de tek erkeğin
olayım, diyemiyorum. Şimdi, yaşantımın bu aşamasında herhangi bir karar
alabilecek noktada değilim. İleride ne olabilir bunu inan ben de bilmiyorum.
Ancak hani nasıl anlatsam, bilemiyorum korkuyorum. İnan bana bu sevginin pürpak
kalması ancak birbirimize uzaklıkla mümkün olur, şu aşamada, bence en doğru
yolu bu" diyor.
Şimdi, ardından geçen bu yetmiş iki saat sonunda. Hala
donmuş bir biçimde tek noktaya bakıyorum. Ne zaman bu katatonik durumdan
kurtulacağım. Beni, ne yeniden hayata döndürecek bilmiyorum. İçimde incecik bir
kan sızmakta. Bazı ellerime hafifçe sızsa da, hep içeride kendini tutmayı
şimdilik başarmakta.
Açıkçası, ilk gün gözlerimden akan yaşlar, şimdi giderek
içimde kurumakta ve bir pınarın yer yer çatlayan mecrasına benzemekte.
Haklı! jako örselenmemeli. Onu korumalı, ilişkinin
kirlenmesine yol açacak şeyleri önlemeli ve bu ilişkinin böylesine arık
kalmasını sağlamalıyım. İçimi kanatan, içimi boydan boya yırtan, kurutan,
deşen, sürgit soluğumu engelleyen bu durum, aşkımızın arılığı için, sözlerine,
ne doğru bir gerekçe.
Ülkemdeki tüm kadınların durduğu yerden, ne yukarıda ne de
daha az aşağıda, yaşadığım bu aşkı, aşkın arılığına teslim edip, kanayan
ellerimin üzerine kapanıyorum.
Saba Kırer
Jako’ ya Mektuplar