Yazdım,
sonra sildim, dedi.
Neden, diye
sordum. Beni dinlemiyordu.
Sonra bir
daha yazdım, dedi. Bakışlarından beni
duymadığı gibi görmediği de belli oluyordu.
Sonra tekrar
sildim, diye sürdürdü yalnızca iki
sözcükten oluşan monoloğunu.
Yazdım,
dedi.
Sildim,
dedi.
Yazdım.
Sildim.
Yazdım.
Sildim.
Elimi uzatıp koluna dokundum. İrkildi.
Boş ver,
dedim. Böyledir insan. Yazar ve siler. Boş
ver.
Bakışlarındaki
boşluk giderek derinleşirken. Bildiriminin yerini aynı şiddetteki iki soru aldı
bu kez.
Neden yazdım?
Neden
sildim?
Boş ver,
dedim yine. Diyecek başka bir şey aklıma gelmiyordu.
Mey
Egor Shapovalov