Selam Oza,
evde, geceleyin
Ya da uzakta
bir yerde, neresi olursa olsun,
Havlarken
köpekler, yalarken kendi göz yaşlarını
Senin
soluğundur duyduğum ses.
Selam Oza!
Nasıl
bilebilirdim, sinik ve gülünç
Bir kişi
gibi, ürkerek giren bir göle,
Gerçekte
korku olduğunu aşkın, söyle?
Selam Oza!
Ne korkunç,
bir başına düşünmek şimdi seni?
Daha da
korkunç, bir başına değilsen oysa:
Şeytan
öylesine doyumsuz bir güzellik vermiş ki sana.
Selam Oza!
Ey -
insanlar, lokomotifler, mikroplar
Gerin kanatlarınızı
elinizden geldiğince ona.
Harcatmam
onun, dokundurtmam kılına.
Selam Oza!
Yaşam bir
bitki değilse aslında,
Neden
dilimliyor, parçalıyor insanlar onu
Selam Oza!
Ne acı bu
denli geç rastlamak sana
Ve böylesine
erken ayrı kalmak sonunda.
Karşıtlar
getiriliyor bir araya
Bırak
çekeyim kahrını ve acını kendime
Çünkü acılı
kutbuyum mıknatısın ben,
Sense
sevinçli. Dilerim sonuna dek kalırsın öyle.
Dilerim hiç
bilmezsin ne denli hüzünlüyüm.
İnan,
kendimle üzmeyeceğim seni.
İnan, ders
olamayacak sana ölümüm.
İnan, yük
olmayacağım sana yaşamımla.
Selam Oza,
dilerim ışıl ışıl kalırsın hep
Bir sokak
fenerinden sızan bir ışık gibi.
Suçlayamam
bırakıp gittiğin için beni.
Şükür ki
girdin yaşamıma.
Selam Oza!
Andrey Voznesenski