Ketum dil'in küçük kalbi düşlerde bile küçük
yaralanmazdı, Su düşleriydi en çok duyuran kendi hırıltısını...
"sanrı"
dediler, değil dedim,
bilinirdi
kimine düşlerin güzel dokunduğu... damarlardakinin hayata aktığı... ama...
ama henüz
bir utanca sahip olamadan utanmak, tanrı kelamlarıyla öğretilmiş, küsmekten
ölmüştü mimikler...
gözbebekleri
ise kaygan... Neden bakıyorsun? diyen olmazdı hiç...
Utançsız
utandırılmaktandı, biraz korkmaktan...
O kaygan
bakış yakalansa anlaşılacaktı değen her bakışın yaşatmadığı. Annenin öğrettiği
kuş öpücüklü gülüşü baba çalmıştı her yüzü avuçladığında...
yivli
ifadeler...bilinmeyen,
bedenimde
gezinen şeytanlarım anlatırdı en güzel güvercin hikayelerini...
Olsam olsam
Cennet'te de bir diken olurdum...
Ve And olsun
ki! Dans edeceksem; günahlarımla tepinerek olmalıydı...
Kehribar
Sara Rashdan