21 Ekim 2013 Pazartesi

Sihirli Ayna Sohbetleri / Kalp Yönetimi...

Yorgunsun, dedi. Yorgundum. Değilim, iyiyim ben dedim. Değildim. Söylediklerinin doğru olup olmadığını anlayabildiğimi bildiğin halde, yalan söylüyorsun, dedi. Güldüm. Yalancıyım ben, dedim. Peki, bu söylediğim doğru mu, yoksa yalan mı? Bu kez o güldü.  Paradokslar siz insanlar için, dedi. Özellikle de senin gibiler için. Diklenecek gibi oldum. Ne varmış benim gibilerde, dedim. Hem benim gibi ne?

İnsan soyunun kötüsü kalbini ya salt akılla ya da salt aşkla yönetmeye çalışan, daha beteri ikisi arasında gidip gelen ve her ikisini de beceremeyenler. Alınmaya meyilli, kavgaya hazır baktım. Ben o, en beter dediğindenim galiba, diye sordum. Sormaya ne mahal, der gibi baktı. Yorgunluğun bundan. Düşündüm. Düşünürken dalıp gittim. Biraz kalbime, biraz aklıma. İkisi de işe yaramıyor, diye itiraf ettim sonunda. Sen -  sihirli aynasın ya -  söyle, dedim. Bir kalp neyle yönetilir?

Ayna dalıp gitti. Biraz kalbime, biraz aklıma. Sonunda dedi ki; unut okuduklarını, yazarları, filozofları. Kalp yönetilmez!

Olur mu canım, diye itiraz edecek oldum. Sözü ağzıma tıkadı.
Unut, dedi. Kalp yönetilmez. Kalp, dedi. Bulduğu meyilden meylettiğine akar. Söyleyecek şarkısı varsa söyler, yoksa şarkının kendisi olmanın da geri dönmenin de yolunu bulur. 

Aklımı karıştırıyorsun, dedim.
Hayır, dedi. Karışmış aklının sana faydası yok, demeye çalışıyorum.
Haklısın, dedim.
Haklıyım, dedi. Kalbini rahat bırak.
Sen de aklımı rahat bırakırsan, dedim bunun üzerine.

Uzun zamandır ilk kez anlaşabilmiş gibiydik. Uyumaya giderken, ne kadarlığına acaba diye düşünmekten kendimi alamadım…


Mey