8 Ekim 2013 Salı

Bulunmuş Mektuplar / Adımız…

Soğuktu ve otobüsün gelmesini beklediğim o uzun sürede duyduğum bıkkınlık beni takatsiz bırakmıştı. Nihayet otobüs durağa yaklaştığında kendimi güçlükle içine atıp, bulduğum ilk boş koltuğa oturmuştum ve ilk birkaç dakika üşümüş ellerimi düşünmüştüm. Yavaşça gelen sıcaklık duygusuyla gevşerken gördüm ayaklarımın dibindeki çantayı. Açık ağzından, ilk bakışta ne çok diye düşündüğüm, zarflar görünüyordu. Merakla aldım çantayı kucağıma ve bir tomar zarf çıkardım içinden. Farklı isim ve adreslere gönderilmiş veya gönderilmemiş – hala emin değilim hangisi olduğundan –  onlarca mektup. Elime gelen ilk zarfı, hakkım olmadığını bilerek, açtığımda titrek bir yazıyla karalanmış o birkaç satırın çantanın sahibini arama fikrini hiçlediğini itiraf ederim. Kim vazgeçebilirdi ki o  kime ve kimin tarafından  yazıldığı belirsiz birkaç cümlenin verdiği büyülü hazzı.

Suskunluğu anlıyorum. Hatta temassızlığı da. Ama ne önemi var kuzum? Orada olmuşsun olmamışsın. Söylemişsin söylememişsin. Neredeyse aklımdasın her an. Seni düşünüyorum. Senin de beni düşündüğünü biliyorum. Dostmuşuz, yabancıymışız hatta aşıkmışız. Tümü ya da hiçbiri olabilir adımız.  Bir ad’a ihtiyacımız olmadığını da biliyorsun. Var’sın benim için ve var’ım sana. Yoklukların bizi içimize gömdüğü şu dünyada başka bir şey olmasa da olur. Olur, değil mi canım?..

Mektubu zarfına yavaşça yerleştirdikten sonra çantanın içine atıp, çantayı göğsüme bastırdım. Yol boyu…



Mey


                                                Jerry Uelsmann