Bazen bir gece aniden bahar temizliği yapacağınız tutar. İç
evinize bakar, bakarken gözünüze fazlalık gibi görünenleri atmakla işe başlamak
istersiniz. Oraya buraya savrulmuş öteberi kirlilik gibi görünmektedir.
Attığınız her bir parçayla arınacağınızı düşünürsünüz. Üstünüzde en sevdiğiniz
kırmızı entari, halının üstüne bağdaş kurar, fazlalık dediğiniz her şeyi
yığarsınız önünüze atmadan önce birer birer elden geçirmek için. Önce
kurgularınızı, yanlış anlamalarınızı alırsınız… at çöpe. Bakın orada büyülü
sandığınız o bakış duruyor… yallah çöpe. Kurduğunuz cümleler sahibine ulaşmayan,
ulaşsa da anlam taşımayan hoop çöpe. Bir gece çok korkmuştunuz, içiniz
titremişti, ne gerek var, korku zayıf gösterir şimdi, çöpe. Zihinsel
fotoğraflar, olmasalar daha iyi; yok olsunlar… İzlediğiniz bir film… Bir şey
anlamamıştınız zaten de, dolu dolu cümleler kurmuştunuz akıllı görünmek adına,
yer var… Çöpe. Bir de anlatıp durduğunuz hikâyeleriniz var tabii. Hikâyeyi kim
ne yapsın? Çöpe. Her şey bittiğinde yükümden kurtuldum sanısı, arınmanın mümkün
olmadığını bir an için unutmanıza neden olur, temiz bir rüya umuduyla yatağa
yollanırsınız.
Mey
Max Ernst