28 Ağustos 2013 Çarşamba

Ayrılışın Kısa Öyküsü...


Ne kadar? Herkesin kabul ettiği kadar, demiş şair. O kadar akşamdı yani. Kıyıya yürümüştük. Yumuşak kuma bata çıka ilerlerken birimiz söyleniyor, diğeri bu söylenmeye gülüyordu. İlerideki mendirekte martıları görünce durmuştuk. Burada martı olmaz, itirazının kimden geldiğinin de önemi yoktu, itirazın kendisinin de. Orada martılar vardı işte. Birimizin yok sayma konusundaki başarısı karşısında diğerinin inatla var kılma çabası başımıza belaydı. Görmezden gelebiliriz ile görmek zorundayız çatışması peydah olunca ayaklarımız ayrı yönleri adımladı. Bu ayrılış acı vericiydi ve gönüllü ya da / veya gönülsüz payımıza düşeni aldık. Ben martıların peşine gittim, sen sazlıkların arasında kayboldun. Gece ikimize de indi. Bu işte martıların hiç suçu yoktu.

Mey