Bir çırpıda söyleyiverişime şaşırmıştım. Hani, hep biri
sorsun diye bekletilmiş bir cevabı taşımaktan yorgun düşmüşler gibi
döküvermiştim eteğimde ne var ne yok. Günlerden bir gün, anlardan bir an. Tasarlanmamış,
hesaplanmamış; handiyse, hiç akla getirilmemiş sözcükler dökülmüştü de
ağzımdan, bunun sonu nereye varır, diye düşünmek aklıma gelmemişti.
Kış mıydı, kış sonu mu o bile çıkmış şimdi aklımdan. Kardan söz
ettiğimi anımsıyorum hayal meyal. Belki soğuktan da yakınmışımdır. Soğuğu
sevmeyen ellerimden söz ettiğimi sanmıyorum. Laf lafı açmıştı belki de diye
düşünüyorum şimdi aklıma düştükçe. Bahane arayışım yakalanıveriyor, kendime
yalandan haz etmeyen zihnime. Öylesi bir lafı açacak başka bir söz mü var ki,
diye çıkışıveriyorum. Kaçmaya, olmadı kendini kurtarmaya meyletmiş yanım
siniyor akla saygısından. Hatırladıkça ağzımdan çıkanı, utanacak bir yanım var.
Var ve bu iyi mi, kötü mü bilemiyorum. İşi utancından utanmaya götürecek kadar
da gaddarlaşabilirim kendime.
Tasarlanmamış, hesaplanmamış; handiyse, hiç akla getirilmemiş
sözcükler dökülmüştü de ağzımdan, bunun sonu nereye varır, diye düşünmek aklıma
gelmemişti. Bunun sonu hiç iyi yerlere varmayacak diye düşünmüştüm akabinde ya,
bunun sonunun hiç’e varacağı aklıma gelmemişti. Vakit kaybetmeden inkâr etsem,
iyiydi. O kadar değildim yazık ki. Ne kadar olduğumu öğrenmek varmış meğer
ağzımdan çıkanın önümde açtığı yolu yürümenin beraberinde. Neyse ki, “ yol
yürüyüş öğretir “. Ve yine: neyse ki,
hiçledikçe hepleşen bir yolu yürüme becerisi, sahip olunduğunun farkında
olunmayan bir yeti olarak kendini gösterdiğinde teselliye dönüşür.
Bahar mıydı, bahar sonu mu o bile çıkmış aklımdan. Bir çiçekten
– ihtimal ki, kırmızı – söz ettiğimi anımsıyorum hayal meyal. Belki ömrünün
kısalığından da yakınmışımdır. İçimde bir yerde iflah olmaz bir yaramazlık
uyandırdığından söz ettiğimi sanmıyorum. Bir şekilde beni söylemeye tahrik
etmişti belki de diye düşünüyorum şimdi aklıma düştükçe. Yakışıyor mu sana
böyle düşünmek, azarı gecikmeden yok kılıyor başından patlak can simidini. Bir kalp,
batmasını da bilmeli.
Tasarlanmamış, hesaplanmamış; handiyse, hiç akla getirilmemiş
sözcükler dökülmüştü de ağzımdan, bunun sonu nereye varır, diye düşünmek aklıma
gelmemişti. İksirini gerçeğe değiş tokuş etmiş bir yolun dikenli zemini ise
aklımın ucundan geçmemişti.
Yaz mıydı, yaz sonu mu o bile çıkmış aklımdan. Bulut izinden
söz ettiğimi anımsıyorum hayal meyal. Belki maviyi delişinin dehşetli
imgesinden yakınmışımdır. O bulutun tam da o izinin bendeki devamından söz
ettiğimi sanmıyorum. Rüyaya firar etmişimdir de, ondandır belki diye
düşünüyorum şimdi aklıma düştükçe. O çok akıllı yanımdan itiraz gelmiyor.
Tasarlanmamış, hesaplanmamış; handiyse, hiç akla getirilmemiş
sözcükler dökülmüştü de ağzımdan, bunun sonu nereye varır, diye düşünmek aklıma
gelmemişti. Dili öğrendin mi, acıyı da anlarsın diyen filozoftan esinlenmiş;
yolu öğrenmenin yürüyüşü anlaşılır kılıp kılmayacağını merak etmiştim.
Hazan mıydı, hazan’ın sonu mu o bile çıkmış aklımdan.
Ağzımdan çıkmadan ölmeye ahdetmiş söz, o söz kalmış aklımda…
Mey