30 Aralık 2015 Çarşamba

Dildar'ın Eylem Planı...

Taklit bir tebessümle… Hayır, aslında tebessüm değildi. Ağzın bir kıvrımından başlayıp, gözleri de içine alan bir mimik, bir ifadeydi daha çok. Ve evet tümüyle çalışılmış, başarılı bir taklitti. Ağızdan yola çıkıp, gözlerin de desteğini alarak yöneldiği objede, belli belirsiz bir sarsıntı yaratmaya odaklanmış o ifadeyi fütursuzca yolladığımda, günün birinde bunu yapabilmek için çok ama çok fazla beklemiş olduğum düşünülürse, tatlı bir heyecanın beni sarmaladığını duyumsuyordum. Beklediğim o gün gelene kadar, yıllarımın bir kısmını, üzerimde denendiğinden başarısından emin olduğum, o ifadeyi taklit edebilecek ustalığa erişmek için harcarken; kalan zamanda da, o ifadeyi üzerinde deneyeceğim uygun bir insan arayarak geçirmiştim.

Yapılanı başka birine yapıp yapmayacağıma ilişkin ilk merakım, o jandarma erinin yumruğuyla gözümün morarmasından hemen sonra başlamıştı. Eylemin çömezi kameranın çekim yapmasını engelleyecek, demişlerdi beni işaret ederek. Yayınımıza bir süre ara verdiğimiz için özür dileriz, yazılı koca fon kâğıdını kamerayı kullanan jandarmayı engellemek üzere kullanma fikrimin, çileden çıkardığı jandarmanın sabrının taştığı anın hediyesi olan morarmış gözüme, aynada bakarken düşünmüştüm ilk: Birinin gözünü morartabilir miyim?

Şimdi hazırım. Olacakları biliyorum ( ah cidden biliyorum). Önce şaşıracak ( şaşırmıştım ben de), anlam vermeye çalışacak ( verilmiyor ki), ne oldu şimdi, diye soracak kendine ( yanıt yok oysa), kızacak ( gerçek bir kızgınlığın yanına bile yaklaşamayarak), yeniden görmek isteyecek ( istese de engelleyemez sahibini arayan bakışlarını artık); başka bir kıvrımın kendi ağzının kenarına yerleşmeye başladığını fark edemeyerek kaçıracak zihnini oradan. İlk seferinde tastamam böyle olacak her şey.

İlk bulduğu aynada dikkatle bakacak yüzüne, dudaklarının sebepsiz gülümsemelere hazır olduğunun ayrımında olmayacak, ne yazık! Bakışlarını yansımasındaki bakışlara odaklayacak ve giderek büyüyen sorunun varlığından ürkecek. Soru değil oysa o. Bir kuş. Kuşun usul usul kanat çırpışı parlaklık olacak gözlerinde. Henüz bunları bilmiyor, bilmiyor ve bilme noktasına ulaşana kadar geçecek sürede bilmemekten daha önemli olacak duyumsamak. Heyecanına öfkesini kılıf edecek.

Henüz bunlar olmamışken, heyecanın adresi benim yüreğim. Uzun zamandır hazırlanmakta olduğum eylemimin vakti gelip çattığında, tam o noktada durduğumun ayrımına vardığımda, nefesimin kesilmesi beklenen bir şeydi elbette. Bir an vazgeçecek gibi olduysam da, kendime söylenmesi gerekenleri söyleyip, işe koyuldum.


Olacakları bilmenin güveniyle, derin bir soluk alıp; çoktan hazır olduğum eylemimi gerçekleştiriyorum artık. İşte şimdi… Oldu… Ağzın bir kıvrımından başlayıp, diğer bir ağzın kıvrımından tüm evrene yayılacak bir duyguyu dolaşıma sunuyorum. Tüm evrene yayılıyorum.


Mey