7 Kasım 2015 Cumartesi

Aksi Gibi...

Aksi gibi, pazardı. Rüya bırakmamıştı uykuya. Aksi gibi, uyandım. Canım kahve istedi. Aksi gibi, kahve sevmezdim, sevmediğimden almazdım.

Aksi gibi, okuduğum roman bir gece önce bitmişti. Şiire dermanım yoktu. Aksi gibi, bir sürü çocuk ölüp gidiyordu, hikayelere sığıştırıyordum acıdan şişen yerlerimi.

Dedim ya, pazardı aksi gibi.

Sessizlik iyi gibiydi. Bir şey yapmadan dur işte, diyordum kendime. Aksi gibi, bir şey yapmadan duramazdım. Rüyayı düşünmeye çalıştım. Aksi gibi, insan hatırlamadığı şeyi düşünemiyordu. Üşüme gelmişti, unutmuşluğa kızgınlığın üstüne. Aksi gibi, hava ılıktı.

Gözüm dalıyordu, daldığı yeri incelterek. aksi gibi, inceldiği yerden kopuyordu aşk. Boş ver bir çay koy, dedim kendime. Aksi gibi, yerimden kalkasım yoktu. Dışımdaki dünyanın git gide kararan yüzü canımı sıkıyordu. Aksi gibi kaçacak yer kalmamıştı.

Eskiden gidecek yer vardı, diye düşündüm. Aksi gibi, zihnin gidebileceği yerlerde sen vardın. oralara gidilmez artık, dedim. Aksi gibi, oralar, buralar gibiydi. Görmemek için gözlerimi kapadım. Aksi gibi, dünyaya kapanan sana açıldı.

Aç gözlerini, dedim. Kendini oku. İyi fikirdi.

Kendimi okumak için açtım gözlerimi. Aksi gibi, olmaman gereken yerdeydin.

Aksi gibi. Pazardı...


Mey