Oradalar, dedi. Sesinde gizlemeyi gereksiz gördüğü bir sevinç. Benim işte;
görür görmez tanıdım!
Şüphe? ( sordum )
Şüphe tabii, ama... Durakladı ilkin. Sevincinin üstüne ektiğim şüphe ile kırmızıdan nar çiçeğine dönmüştü rengi sesinin.
Yok yok basbayağı benim onlar, dedi ardından.
Acaba? ( Hemen emin olmasını istemiyordum )
Acaba evet, ama başka nereye gitmiş olabilirlerdi ki, diye geçiştirdi temkinliliğe ilişkin arzumu.
Emin misin? ( Gözü kapalı inancı sinirimi bozuyordu )
Yapmaya çalıştığımı mazur görür gibiydi. Gülümsedi. Diğer şüpheci soruları ağzıma tıkayan o son cümleyi çabuk çabuk söyleyip uzaklaştı:
İnsan kendi gözlerini tanımaz mı?..
Mey