8 Ekim 2014 Çarşamba

Ses Emanetçisi...

Sesimi birisine emanet etmek isterdim, diyor.
Fakat kim ister, sorusuyla vurguluyor olmazlığı.
Dinliyorum.
Kim ister o soğuk tınıyı, temasıyla ürperten içe dönüklüğü ya da sır vermeyen renginin sıkıcılığını?
Susuyorum.
Kimsenin istemeyeceğini koyacak yerim yok, diye devam ediyor.
Anlıyorum.
Bir kokuyu bastırmak mümkün belki, diyor. Ama ses öyle değil işte. Olmuyor sesi boğazında sindirmek.
Başımı sallıyorum.
Şarkı söylemesi mi daha katlanılmaz yoksa şarkının doyumsuz güzelliği mi, bilmiyorum, diye ekliyor.
Omuz silkiyorum.
Sen alır mısın, diye soruyor nihayetinde. Al, diyor. Sen de kalsın.
Elimi uzatıyorum.
O gündür bende. Ses de şarkı da...


Mey